sambirdy
sambirdy
korkmak mı pişman olmak mı? hangisi daha kötü?
Korkup teşebbüs etmezsen pişman olma ihtimali yüksek. Ya deneseydim? Acaba olur muydu? Korkmak, her türlü pişmanlıkla son bulur gibi geliyor. Size başka türlü mü?
Tabii teşebbüs de hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir ama hiç değilse kendinizi korkaklıkla anmazsınız. Denedim, olmadı dersiniz ve bu çok cesurcadır.
insanımız neden bu kadar devlet tapar?
iki müşterek sebebi olabilir:
-
"kerim devlet* kavramı. bir baba, sınırsız kaynağı ve gücü olan, yarı tanrı bir koruyup kollayan olarak devlet. ama bir yandan da soyup soğana çevirebileceğin, deniz kadar geniş hazinesi olan devlet. mitik bir figür.
-
sopa. yarın ben ele geçirirsem, karşı taraftakileri dövebileceğim süper sopa. zaten sopa da sırayla el değiştiriyor.
Narsist bir insanla nasıl iletişim kurabilirim?
Kuramazsın. Onun sana diyecekleri varsa söyler. Ama bir diyalog mümkün değildir.
zengine kolay tabi kendi olmak. zengin ne olmak isterse olur...
Mevzunun zenginlikle bir ilgisi yok. Dolmuşa binecek param olmadığı zaman da bunun üstünde düşünüyor, ve çabalıyordum. Şu an halimden şikayetim yoksa da zengin değilim ve hâlâ çabalıyorum.
Herkes böyle yapsın, en doğrusu budur da demiyorum. İlgilenenler ve aklı yatanlar için paylaşıyorum işte.
Soruları çok tatlı cevaplıyorsun. ☺️ Peki bir soru daha, bir ilişki içerisindeyken (eş dost akraba) karşındaki kişi hangi durumda senden korkmalı? Ya da şöyle sorayım; neler seni öfkelendirir?
Teşekkür ederim, çok incesin _
Bu soru üzerine düşündüm biraz. Acaba öfkeleniyor muyum? Galiba artık pek değil.
Örnek; bir kuzenimin öfke kontrolü problemi var. Yaptığım şey uzaklaşmak, görüşmeyi yok seviyesinde azaltmak oldu. Öfkelenecek kadar umursamıyor muyum acaba? Hiç değilse şunu biliyorum: İnsanlar kendisi değişmek iradesi göstermiyorsa, yapacak pek bir şey olmuyor. O halde öfke de pek işlevsel değil.
Öfkelendiğim bir şey geldi aklıma bak: Kendisini çok zeki görüp de karşısındakini aptal yerine koyarak gerçekte o kadar da iyi kurgulanmamış bir takım dolaplar çevirme işine giren insanlara kızıyorum. Ne gerek var böyle saçmalıklara?
Öfke değil ama can sıkıcı kategorisinde bazen akrabaların kalkıştığı sınır aşımları var. Yani çok samimi olmadığımız bir akrabasın sen, kan bağımız var diye abartmasan mı acaba? Böyle durumlarda da konunun tartışmaya açık olmadığını ve mevzu bahis şey her neyse, bunun bilinçli seçimim olduğunu ifade edip geçiyorum. Yine iletişimi bir parça azaltmak dışında yapacak başka bir şey de yok sanırım.
Yazarken düşünmeye devam ettim ve benden korkulacak bir durum yok sanırım :)
Küfür etmek hakkında ne düşünüyorsun, hiç küfür ettiğini görmedim?
Çünkü sinirlenince küfür etmiyorum :)
En fazla “hay bin kunduz” 🦫 filan diyorum.
Saçma geliyor, insanlar küfredince icinin soğuduğunu iddia ediyor ama bu beni ikna etmiyor. Kufur eden insanlarla yakınlık kurmam da güç oluyor. Kufur ettikleri için değil ama başka bir düşünce dünyasında yaşadıkları için.
birinin ahlaklı olduğunu nasıl anlarsın?
Anlayamazsın canımın içi. Birlikte seyahat etmeden, alışveriş yapmadan, yakın iletişmelere girmedikçe anlayamazsın.
Ama şunu diyebilirim: Ahlak, nezaket, incelik ya da herhangi bir olumlu kavramın reklamı yapıyorsa orada kesin sıkıntı vardır.
Tastamam oradan patlak verir. Reklamı görünce anlarsın.
17 yaşında meslek seçtiğin bir ortamda kendi olmak biraz lüks zengin işi değil mi?
Yani neden meslekle özdeşleştirdiniz anlamadım? Kişi, mesleğinden mi ibaret? Eğitimini aldığınız alan doğanızla uyuşmuyor olabilir tabii, buna bir itirazım yok. Ama işte, alan değiştirmek de dünyanın sonu değil. Bunu yapan insanlara da devcileyin bir saygı besliyorum.
Bunun yanında alan içinde istidadınıza uygun pozisyon da alabilirsiniz. Mesela birkaç avukat arkadaşım, internet girişimlerine hukuki danışmanlık yapmak yolunu seçtiler. Bir tanesi sonra kendi girişimini yaptı. Fizik okuyup, makina öğrenmesi alanında yüksek lisans yapan sevdiğim bir arkadaşım var. Hatta bu seneki nobellerden biri böyle bir profile gitti.
Hayat/ömür bu kadar statik değil, akışkan bir şey. Akışla birlikte dikkatinizi çeken, size daha uygun olduğunu düşündüğünüz yeni şeyler olabilir. Bu biraz merakla etrafa bakmak, ve keşfetmek işi değil mi?
Tüm bunlardan azade olarak hala kendi olmanın hayatını nasıl kazandığınla tam olarak ilgisi yok sanki. Kendini bilmek, gideceğin yönü tayin etmek gibi şeylerle ilgili.
Olmazsa olmaz kriterin ya da kriterlerin var mı partnerinde?
Aslında çok sert kriterlerim yok. Buralarda yazdıklarım epeyce fikir veriyor olmalı. Açık fikirli, meraklı, radikalize olmamış, bir derdi ve meşgalesi olan, açık iletişimden imtina etmeyen birileri sanırım.
Sen hazır mısın peki paylaştığın podcastteki konuda bahsedilen bir ilişkiye?
(Kendime karşı) şüpheci biriyim, yüzde yüzbeş hazır olsam da acaba ütüsüz bir kırışık kaldı mi diye bakarım. Yine de bu sefer şöyle diyeceğim: Çok büyük oranda hazırım sanıyorum.
Bir insanın kendisi olması/ hissetmesi ne demektir senin için?
Bu gerçekten uzun bir konu. İşte, kendisi olması demek; kendi olmak için çaba göstermesi demek herhalde en kısa haliyle. Yeni bir şey de değil. Yunus Emre "ilim kendin bilmektir" derken, beriki sûfi "kendini bilen rabbini bilir" der.
Foucault tasarlayıp da son halini veremediği kitabında şöyle diyordu:
Ruh; benzerine, aynadaki yansımasına bakmadan kendisini bilemez.
Bedeninize baktığınızda kendinize eğilmiş olmazsınız. Kendilik giyim kuşam, araçlar veya mülklerden oluşmaz. Bu araçlardan faydalanan bir prensipte varlığını sürdürür, bedenle değil, ruhla ilgili bir prensiptir bu. Ruhunuz konusunda kaygılanmanız gerekir, kendine eğilmenin temel faaliyeti budur.
Öncesinde başka biçimlerde hep olsa da herhalde bu kelimelerle, yani kendi olmak şeklinde ilk defa bundan yirmibeş yıl önce gündemime girdi ve hiç çıkmadı. Yani işte, Foucault Beye bakarsak, pek bitebilecek bir aktivite de değil.
Kimim, neye ihtiyacım var, nelere istidatım var, ve ilerde (büyüyünce?) nasıl biri olabilirim? Üstelik, neşeli bir hayat için doğama uygun davranmam gerekmez mi? (Merhaba Spinoza) O vakit de ilk öncelikle doğamı bilmem gerekmez mi?
Bu konuyu her düşündüğümde aklıma ilk gelen Lost Soundtrack içinden "Make Your Own Kind of Music" oluyor. Güzel bir parça.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar sanırım.
“Dolanık” romantik bir fizik kavramıymış.. Uzak mesafe ilişkilerinde kullanılabilir.
Kavuşamayan aşıklar da kullanabilir 👀
Dolanık ne?
Bir kuantum mekaniği terimi.
Wikipedia açıklaması: Dolanıklık, kuantum mekaniğine özgü bir olgudur. Kuantum fiziğine göre iki benzer parçacık birbiriyle eşzamanlılığa sahiptir. Bu parçacıklar ayrı yerlerde birbirinden eşzamanlı olarak etkilenirler. İki elektron parçası ışık yılına yakın uzaklıkta olsa dahi birbirlerini etkileyebilirler.
Dolanık ne alaka ya
Bugünlerde ne dinliyorsun?
303 soundtrack. Filmini de bir seyahat sırasında izlemiştim.
Neden charlie brown?
Onun gibi bir parça alık, bir parça optimist bir gülümseme ile etrafta dolaştığım için.
Yarın da orada mısınız?
Maalesef değilim, yüzlerce kilometre uzakta seyahat halindeyim.
Bir takıntın var mı? Çok relax duruyorsun uzaktan. Public olarak paylaşacağın bir şeyse tabi.
Yok galiba. Öyle sorunca aklıma bir şey gelmedi. Evet, sakin biriyim. Bazen dönemsel mini-takintilarim olabiliyor. Bir an önce şunu öğreneyim, bunu yapayım gibi.
canon mu nikon mu?
Pinhole kamera. Ara Güler’in “Fotoğrafı adam çeker, makina hiç bir şey” mealindeki sözüne çok katılıyorum. Elinizde ne varsa onla çekin gitsin.
Şu an hangi kitabı okuyorsunuz?
Bana sorulmuş ben de sana sorayım: Senin için kaliteli yaşam nedir?
Öğrenmek, üretmek, bizden sonrakiler için dünyayı bir toplu iğne ucu kadar da olsa daha iyi bir yer yapacak bir iz bırakmak, gezmek, çok gezmek, dünyanın her tarafında insanların hem nasıl da aynı dertlerle uğraştığını, hem de nasıl bambaşka kendine has olduklarını gözleyip tüm bu sonsuz seçenekler arasında kendin olabilmek… —diye giden bir şeyler.
Bin türlü sebep ne örneğin
Hangi birini sayayım? Lovebombing&ghosting %99 sizinle alakalı değildir.
Karşınızdaki insan bir yetişkinin sahip olması gereken duygusal olgunluğa sahip olmayabilir. Gerçek bir ilişki kurmaktan korkuyor olabilir. Bu korkuyu besleyen tecrübeleri olmuş olabilir. Ya da basitçe zaten böyle bir şeyi hiç deneyimlememiş olabilir. İçten içe aslında kendini sevmiyor olabilir ve siz ona ilgi gösterince bunu haketmedigini düşünüyor olabilir. Ya da kendini çok seviyordur ve fetihler pesindedir, bu şekilde bir dopamin bagimlisidir. Bu liste uzar gider.
Kendisi kendini açmadıkça da bu konularda sizin yapabileceğiniz hiç bir şey yok.
Sevgilisinin 20 bin lira borcuna yardım etmeyen adamı paylaşımını gördün mü? Ne düşünüyorsun?
Hic kalabalık olmayan bir yakın çevrem var ve yalnızca hayatımdaki kadına değil yakın çevremdeki insanlara yerinde olsam yardımcı olurdum. Yardımcı olmayacağım biriyle de niye o kadar yakinlasayim?
Ama adam yardımcı olmamış. Bu durumu da elde olmayan bilgilerle kınamamak gerekir. Belki de aslında ilişkileri iyi gitmiyor ve ayrılmak uzereler ya da başka bir şey. Her ilişkinin kendine has dinamikleri var.
Lovebombing ve ghosting hakkında ne düşünüyorsun? Tüm erkekler mi böyle ya?
Erkeklere has bir şey değil. Kadınlar da yapıyor. Bin türlü sebep olabilir altında. Ne düşünürsek düşünelim, oluyor. Üzücü tabii.
kopuyor musun Cuma akşamları?
Ne kopması? Evde çay içip, bir şeyler izliyorum.